Multi Vitamin Multi Mineral İçeren Takviye Edici Gıda
Ürün Sahibi: Biocode İlaç Pazarlama
Takviye Edici Gıda Onay No : 006494-08.10.2019
₺790.00
Stokta yok
Multi Vitamin Multi Mineral İçeren Takviye Edici Gıda
Ürün Sahibi: Biocode İlaç Pazarlama
Takviye Edici Gıda Onay No : 006494-08.10.2019
Stokta yok
İÇERİK GÜNLÜK DOZ | |
Serona Repens (saw palmetto) | 320mg |
Utrica dioica (ısırgan otu) | 300mg |
Pygeum africanum (afrika erik ağacı) | 100mg |
Cucurbita pepo (kabak çekirdeği) | 500mg |
Cranberry | 36mg |
Serenoa repens (saw palmetto): Amerikan Cüce Palmiye ağacının meyvelerinden elde edildiği, BPH’da en çok bilinen ve en yaygın kullanıma sahip fitoterapötiktir. Serenoa Repens’in BPH’da kullanılan en çok çalışılan ekstresi; lipid yapıdaki n-hexan liposterol’dür. Esas etkisini 5- AR enzim inhibisyonu veya dihidrotestosteronun sitozolik reseptörlerine bağlanmasını engelleyerek gösterdiği düşünülmektedir (1). Ayrıca; anti- inflamatuar, anti-proliferatif ve apoptotik etkiler de tanımlanan diğer mekanizmalar olarak öne çıkmıştır. Serenoa Repens’in BPH’daki rolü kanıta dayalı tıpta birçok farklı çalışma ile araştırılmıştır. Cochrane veritabanında plasebo karşılaştırmalı 19 çalışma 3295 örneklem üzerinden bir metaanalizle sunulmuştur (2). En az 60 haftalık takibin bulunduğu bu metaanalize göre; Serenoa Repens noktüri düşüşünde plaseboya üstün bulunmuştur(p=0.0061). Aynı metaanalizde, Serenoa Repens+Urtica Dioica kombinasyonunun IPSS’de (3.5 puanlık düşüş, p=0.035) ve Qmax’ta (2.48 ml/sn’lik artış, p=0.054) plaseboya üstün olduğu saptanmıştır. Aynı şekilde Serenoa Repens+Secale Cereale kombinasyonu da AUA semptom skorunda (2.93 puanlık düşüş, p=0.0071) ve Qmax’ta (1.3 ml/sn’lik artış, p=0.00022) plaseboya üstün bulunmuştur. Bu bulgulardan hareketle, Serenoa Repens’in diğer fitoterapötiklerle kombine edildiğinde monoterapiye göre daha etkili olduğu söylenebilmektedir. Tamsulosin ile karşılaştırmalı bir çalışmada ise Debruyne ve ark.’ları her iki kolda 270 hastayı 1 yıl takip etmiş ve Serenoa repens’in IPSS düşüşü (4.4’e karşı 4.4 puan, p=0.9) ve Qmax artışı (1.9’a karşı 1.8 ml/sn, p=0.79) etkilerinin tamsulosin ile benzer olduğunu göstermiştir (3). Serenoa repens’in 5-AR enzim inhibisyon rolünün tanımlanması patofizyolojiye yönelik bir etki olması bakımından önem taşımaktadır. Carraro ve ark.’ları finasterid ile yaptıkları randomize, çift kör, karşılaştırmalı çalışmada 1098 hastayı 6 ay takip etmiş; IPSS düşüşü (6.2’e karşı 6.6 puan, p>0.05), Qmax artışı (2.1’e karşı 2.8 ml/sn, p>0.05) ve yaşam kalitesinde artış (%38’e karşı %41, p>0.05) bakımından Serenoa repens’in finasterid ile benzer etkiye sahip olduğunu bildirmiştir (4). Bununla birlikte, erektil disfonksiyon yan etkisi Serenoa repens grubunda finasterid grubundan daha az (%1.1’e karşı %4.9, p<0.001) görülmüş; bu durumun Serenoa repens’in AÜSS’ye yönelik kullanımda hastaların uyumunu artıracağı düşünülmüştür.
Urtica Dioica: Isırganotu olarak bilinen bitkinin köklerinden ekstrelerinin elde edildiği fitoterapi ajanıdır. Urtica Dioica’nın etki mekanizmasına bakılacak olursa, esas etkisini sex-hormon bağlayıcı globülin (SHBG) ile testosteron bağlanmasını ve SHBG’nin prostattaki reseptörlerine bağlanmasını engelleyerek gösterdiği bildirilmektedir (5). Bununla birlikte, zayıf da olsa aromataz ve 5 alfa redüktaz (5-AR) enzim inhibiyonu ile lökosit elastaz inhibisyonu (anti-inlamatuar) etkilerinin olduğu gösterilmiştir. Safarinejad ve ark.’ları tarafından yapılan plasebo kontrollü bir çalışmada, Urtica Dioica (n=305) ve plasebo (n=315) verilen hastalar 18 ay takip edildikten sonra karşılaştırılmış; IPSS düşüşü (%40’ a karşı %9, p<0.05), Qmax artışı (%77’ye karşı %31, p<0.05) ve PMR düşüşü (%51’e karşı %9, p<0.05) Urtica Dioica lehine anlamlı bildirilmiştir (6).
Pygeum Africanum: ‘Afrika Eriği’ isimli meyvenin ağaç kabuklarından ekstresi elde edilen fitoterapi ajanıdır. Pygeum Africanum’un olası etki mekanizmaları sıçanlarda ve insan prostat hücre kültüründe yapılan deneysel çalışmalarda araştırılmıştır. Sıçanlarda yapılan çalışmada; Pygeum Africanum’un FGF-2 ve EGF yolakları üzerinden stromal proliferasyonu, PKC-α inhibisyonu ile epitelyal proliferasyonu inhibe ettiği gösterilmiştir (7). İnsan prostat hücre kültürü çalışmasında ise Pygeum Africanum’un myofibroblast ve fibroblast proliferasyonunu inhibe ettiği ifade edilmiştir (8). Bu çalışmalardan yola çıkılarak Pygeum Africanum’un BPH’da anti-proliferasyon ve apoptozis etki mekanizmaları üzerinden rolü olabileceği yorumu yapılabilmektedir. Cochrane veritabanında plasebo karşılaştırmalı çalışmalara yer verilen ve 1562 örneklemin değerlendirdiği metaanaliz, Pygeum Africanum’un klinik etkileri hakkında önemli bilgiler sunmaktadır (9). Bu metaanaliz, Pyge-um Africanum’un semptom skorlarında (2.07 katlık gelişim, p=0.00024), Qmax’ta (2.5 ml’sn artış, p=0.027) ve PMR’de (13.1 ml’lik düşüş, p=0.011) plaseboya üstün olduğunu göstermektedir. Chatelain ve ark.’ları, Pygeum Africanum’un iki farklı doz uygulamasını (50 mg x 2 ve 100 mg x 1) karşılaştırmış; 10 ay sonra her iki dozun da IPSS, yaşam kalite skoru, noktüri ve Qmax’ta plaseboya üstün gelişim sağladığını saptamışlardır (10).
Cucurbita pepo; Kabak bitkisinin çekirdeklerinden elde edilen fioterapi ajanıdır. Etkileri hangi mekanizma üzerinden gösterdiği bilinmemektedir. Cucurbita pepo ile ilgili yapılan deneysel bir çalışmada sıçanlara testosteron ve prazosin verilerek prostatik büyüme indüklenmiş; plasebo, Cucurbita pepo ve Cucurbita pepo + Fiosterol-F kombinasyonu verilen üç grup karşılaştırılmıştır. Bu çalışmada hem Cucurbita pepo hem de kombinasyon verilen sıçanlarda prostatik protein sentezinin plasebo grubuna göre anlamlı derece inhibe edildiği bulunurken prostatik ventral lob büyümesinin de bu iki grupta azaldığı tespit edilmiştir. (p=0.01, p=0.004, sırasıyla) (19). Bach ve ark.’larının yaptığı plasebo kontrollü klinik çalışmada; Cucurbita pepo verilen hastalarda (n=233), Uluslararası Prostat Semptom Skoru (IPSS)’nda plasebo verilen hasta grubuna göre (n=243) istatistiksel anlamlı düşüş (6.3’e karşı 5.5, p<0.05) bulunmuştur (20). Güncel bir klinik çalışmada, Vahlensieck ve ark.’ları; IPSS 13–19, Qmax ≤12 ml/sn, prostat volümü (PV) <40 cm3 ve 2’den fazla noktüri olan 1431 BPH hastasını değerlendirmiştir. Yazarlar, 12 ay takip ettikleri hastalarda IPSS ve noktüride düşüş olduğunu gözlemlemiş ve plasebodan üstün olduğunu göstermiştir (21).
Cranberry : İdrar yolu enfeksiyonu insidansını azaltmak için kullanılır. Patojelerin üroepitele tutunmasını engelleyerek etki ettikleri düşünülmektedir. İçeriğindeki hippurik asit, bakterilerin ortamda çoğalmasını da engeller [25]
Fitoterapi ajanlarının yukarıda özetlenen çalışmaların tümünde iyi tolere edildiği görülmekle birlikte yan etkiye bağlı ilacı bırakma oranlarının %2 ile %12 arasında değiştiği bildirilmektedir. Öte yandan, alfa blokörlerde görülen ejakulatuar problemler ile ortostatik hipotansiyon ve 5-AR inhibitörlerinde görülen libido kaybı, erektil ve ejakulatuar problemlerin fitoterapi ajanlarında görülmemesinin hasta uyumundaki rolü de önemli görünmektedir.
Mevcut farmakolojik ajanlardan yeteri kadar yanıt alamayan, cerrahi ve ilişkili komplikasyonlardan çekinen ya da yüksek komorbidite nedeniyle cerrahiye uygun olmayan hastalar da fitoterapi tercihi yapabilmektedir.
Dünya’da BPH’ya bağlı AÜSS tedavisinde fioterapi kullanımı incelenecek olursa; Almanya ve Avusturya’da hafif-orta şiddette AÜSS tedavisinin birinci basamağında fitoterapötiklerin olduğu görülmektedir (22). Öyle ki; bu ülkelerde medikal tedavi ile takipli hastaların %90’ı fitoterapötik kullanmaktadır ve fitoterapi ajanları hekim reçetesi ile alınabilmektedir. İtalya’da ise BPH’ya yönelik medikal tedavinin %50’sini fitoterapi ajanları içermektedir (23). Amerika Birleşik Devletleri’nde medikal tedavi ile takipli AÜSS hastalarından sadece fitoterapi ajanı kullananların oranı %14 iken farmakolojik bir ajanla kombine kullananların oranı %20 olarak bildirilmiştir (24). Toplam %34’lük kullanım oranı; yukarıdaki Avrupa ülkelerine göre az olmakla birlikte fitoterapötiklerin Amerika Birleşik Devletleri’nde de AÜSS’ye yönelik medikal tedavide önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir.
Kaynaklar: